IQNA

İki din aliminin idamına yönelik Türkiye'nin çifte standardı

10:26 - May 15, 2016
۱
Haber kodu: 3459549
Tahran, 15 Mayıs 2016 – İslam dünyası gelişmelerinde bazen çok çelişkili politikalar yürüten Türkiye, bu defa yeni bir çifte standart uyguladı.

İki din aliminin idamına yönelik Türkiye'nin çifte standardı

IQNA - Türkiye'nin çelişkili politkalarını farklı yaklaşımlarla inceleyebiliriz. Bu bağlamda Mekke'de vinçin devrilmesi, Mina'daki facia ve İslam dünyasında meydana gelen bazı üzüntü verici olaylar karşısında Türkiye'nin suskunluğa kapılmasını örnek verebiliriz.

Bu arada her müslümanın yüreğini dağlayan ve her ileri görüşlü alimi düşünceye daldıran konulardan biri de Şii din alimi Şeyh Nimr Bakır El Nimr'in idamına yönelik Türk yetkililerin sessiz kalmasıydı.

Şii gençleri hükümte karşı kışkırtmak ve 2012 yılında düzenlenen hükümet karşıtı protestolara katılmakla suçlanan Şey Nimr Bakır El Nimr, 2 Ocak 2016 yılında idam edildi.

Suudi Arabistan'ın bu girişimi İslam dünyasının tepkisine neden olarak, birçok İslam alimi tarafından kınandı. Lakin bu cinayet karşısında sesiz kalan ülkelerden biri Türkiye'ydi. Belki bu sessizliğinin sebebini AKP ile Suudi yetkililer arasındaki siyasi ilişkilerde arayabiliriz.

Şeyh Nimr'in idamını kınamayı Suudi Arabistan'ın içişlerine müdahale olarak nitelendiren Türkiye Cumhuriyeti, Mısır'daki gelişmelere etki bırakmak için çok büyük bir çaba sarfediyordu.

Türk yetkililerin iki din alimi olan Şeyh Nimr ve Matiur Rahman Nizami'nin idamına yönelik gösterdiği tepkileri gözden geçirmekle Türkiye hükümetinin bir diğer çifte standardını çok iyi bir şekilde açıklayabiliriz.

Bangladeş'teki mevcut hükümet tarafından kurulan savaş suçları mahkemesinde yargılanan Cemaat-i İslami lideri Nizami, geçen günlerde idam edildi.

Yüksek Mahkeme, 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında bazı olaylardan sorumlu tutulan Nizami hakkındaki idam kararının gözden geçirilmesi talebini geçen hafta reddetmişti.

İdam'ın hemen ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafıdan yapılan açıklamada, Türkiye'nin Bangladeş Büyükelçisi geri çağrıld.

Ayrıca hükümetin desteğiyle İstanbul ve Türkiye'nin diğer kentlerinde gösteri düzenleyen halk, Matiur Rahman Nizami'nin idam edilmesini şiddetle kınadı.

Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bile bu olaya tepki gösterdi. Cemaat-i İslami lideri'nin idam edilmesini eleştiren Mehmet Görmez, "Herkes biliyor ki bu idamların hukukla ilgisi yok, tamamen siyasi idamlar. Çağdaş dünyanın hiçbir yerinden ses çıkmamış olması da gerçekten üzüntü verici" ifadelerinde bulundu.

Görmez'in ardından Twitter hesabından paylaştığı mesajlarla idama itiraz eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve adil yargılanma hakkı diyen AB ülkelerinden hiçbiri bu haksız, hukuksuz cinayete karşı çıkmadı. Mısır'da darbeye karşı çıkmamak, Bangladeş'te idama itiraz etmemek, öldürülen Müslüman ise susmak yeni AB değerleri oldu da haberimiz mi yok" değerlendirmesinde bulundu.

Bozdağ, paylaştığı mesajla ayrıca bu idama karşı çıkan tek ülkenin Türkiye, tek liderin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kaydetmişti.

Keşke böyle düşündürücü ifadelerde bulunan Türkiye Adalet Bakanı, bu soruyu da yanıtlamış olsaydı; Acaba Türk yetkililerin Bahreyn ve Nijerya'daki gelişmeler ile Şeyh Nimr'in idamı gibi olaylara tepki göstermemesi Türkiye'nin yeni değerleri arasında mı yer almaktadır, yoksa bu ülkedeki din alimleri, siyasi yetkililer ve medya kuruluşlarının İslam dünyasındaki gelişmelerden heberi yoktu!?

Bangladeş'te Cemaat-i İslami Partisi'nin lideri Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesi nedeniyle 13 Mayıs'ta Cuma Namazı'nın ardından Giresun, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya ve Kahramanmaraş'ta gıyabi cenaze namazı kılındı. Acaba Türkiye'nin dini alimleri Şeyh Nimr için de bu tür etkinliklerde mi bulundular?

Geçtiğimiz günlerde defarlarca Cemaat-i İslami Partisi lideri'nin idamını eleştiren Erdoğan, iki gün önce (13 Mayıs) Kocaeli'deki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmanın bir bölümünde bu idama ilişkin, " Ne diyorum biliyor musunuz? Fazla söze gerek yok, 'Zalimler için yaşasın cehennem' diyorum. Kimsenin sesi çıktı mı? Çıkmadı. Demokrasiye inandıklarını söyleyenlerin sesi çıktı mı? Çıkmadı. Ama Batı'da böyle bir şey olsa kıyamet kopar. Fakat orada ölen bir Müslüman olduğu için, bir Müslüman lider olduğu için hepsi güldüler..." ifadelerini kullandı.

Peki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan! Acaba Al Suud rejiminin yaptığı zalimce bir eylem değil miydi? Türkiye hükümeti, Şeyh Nimr'in idamı ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Suudi Arabistan'daki facialar karşısında neden sesini yükseltmedi? Suudi Arabistan'ın yönetim eksikliği ve yanlış uygulamaları yüzünden meydana gelen Mina'daki faciada kaç kişi yaşamını yitirdi? Siz, İslam ve Müslümanlardan yana olduğunuzu ifade etmiyor musunuz? Acaba Şeyh Nimr bir Şii din alimi olduğunu için mi infaz edilmeliydi? Bu arada ben de sizin ifadenize katılıyor, "Zalimler için yaşasın cehennem" diyorum.

Yayınlanmış: 1
Lütfen bekleyiniz.: 1
Yayınlanamaz: 0
Ahmet
0
0
Merhaba, Maalesef İslam ülkelerinden bazı devlet başkanları istedemen olsa dahi bölge dışı güçlere hizmet ediyorlar. Örneğin Al Suud rejimi.
captcha