''Çin'in küçük Mekkesi'' ve Müslümanların kimlik krizi

Tahran, 23 Temmuz 2018- Çin'de ''Küçük Mekke'' olarak bilinen Ning Şia bölgesinde Hui Müslüman azınlığı yaşamaktadır. Bu yılın başından itibaren aşırıcılıkla mücadele bahanesiyle, onların üzerindeki baskı artarak kimliklerinin kaybolmasına kadar gelmiştir.

IQNA'nın raporuna göre, Çin Halk Cumhuriyeti, Asya kıtasının doğusunda bulunan bir milyar 300 milyondan fazla nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesidir. Bu ülke, Çin Komünist Partisi tarafından tek parti sistemi ile yönetilmektedir.

Çin’deki 56 etnik köken arasında 10 etnik bölge İslam dini takipçisidir. Bu kabileler arasında Hui, Uğur, Kazak, Tatar, Özbek, Salah, Dong Xiang, Ba'van, Kırgız ve Tacikler  bulunuyor.

Reuters haber ajansı Çin'deki Hui Müslüman azınlığının durumunu inceleyerek bu kavmin aşırıcılıkla mücadele bahanesiyle baskı ve kısıtlamalara maruz kaldığını bildirdi.

 

1000 yıllık geçmiş

Çin'de Müslümanların varlığı yeni bir olgu değildir, Washington'da merkezi bulunan Amerikan Pew Araştırma merkezi tarafından hazırlanan bir rapora göre, Hui, Uygur ve Kazak'ın Müslüman azınlıkları bu ülkede 1000 yıldır yaşıyorlar.

 

2012 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Çin'deki Müslümanların yarısından oluşan Hui Müslüman azınlık sayısı 10 milyona ulaştı. Hui azınlığı, özerk bir devlet şeklinde Ning Shia bölgesine daha çok odaklanıyor. Ancak büyük şehirlerde de görülmektedir. Türkçe konuşan uygur Müslümanlarının aksine Hui azınlığı Çin toplumu ile daha fazla etkileşime sahiptir.

Hükümet müdahalesi

Reuters'in raporuna göre, Çin hükümetinin bu azınlığın sosyal ve dini hayatına müdahalesi sadece geçmişte değil  belki bu yılın başından beri aşırıcılıkla mücadele bahanesiyle büyüdü.

Çin'deki bu azınlığın durumu ve onun karşı karşıya olduğu kısıtlamalar ile ilgili olarak Hui camii İmamlarından birisi Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgelerde 16 yaşın altındaki çocukların ayrılıkçı eğilimlere katılmalarını önleme bahanesiyle herhangi bir dini faaliyet ya da eğitimine izin verilmediğini ifade etti.

Reuters'in bu cemaat İmamından aktardığına göre, bölge sakinleri Çin'in batısındaki uygur Müslümanları gibi muamele görmekten endişe duymaktadır. Ayrıca şehirde birkaç kontrol noktası oluşturulduğunu da bildirdi. Diyanet İşleri Bu merkezlerin varlığının nedenini toplumda radikal düşüncelerin teşvik edilmesini engellemek ve ülkenin güvenliğini ve istikrarını korumak ve ülkenin hukuk departmanının dinin korunması için en önemli araç olarak ele alınması olarak açıkladı.

Bu kısıtlamalar devlet medyasının söylediğine göre gürültü kirliliği nedeniyle camilerde hoparlörlerin toplanmasına kadar gitti.

Kimlik kaybı

Bu yıl Nisan ayından beri Hükümet tarafından yönetilen Çin İslam Cemiyeti İdaresi bu konu hakkında, ''Camiler İslam mimarisi yerine geleneksel Çini tasarımlar değiştirilmelidir'' dedi.

Bölge sakinleri İslam kültürü ve dinine dayalı çocuk yetiştirmek gibi en basit haklarından mahrum bırakıldıklarından şikayet ediyorlar.

Bölgedeki cemaat İmamı, ''Biz terörist değiliz. Çocuklarımızı kendi dini öğretilerimize göre yetiştirme hakkımız bile yoktur. Ancak hükümet bölgedeki İslami kökenleri ortadan kaldırmaya çalışyor'' ifadesini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü Üyesi William Ney, bu konu hakkında, ''16 yaşın altındaki çocuklara odaklanmak, gelecekteki Hui Müslümanları arasında dini inançların ortadan kaldırılmasını sağlamak anlamına geliyor'' dedi.

Hükümet yetkilileri, çocukların yaz tatillerinde camilerde düzenlenen dini derslere katılmalarını yasaklıyor. Bunu da çocukların dinlenerek yeni ders dönemine odaklanmalarını sağlamak amacıyla yapıldığını söylemektedir.

Ancak, Çin'in İslam ülkeleriyle çok büyük bir ticari ve politik ilişkisi olsa da bir dizi Çinli Müslümanın IŞİD saflarına katılması öte yandan İslam'a duyulan eğilimin artması Çin hükümetinin bu yılın başından beri Ning Shia'daki Hui azınlığa karşı yüksek bir duyarlılığa sahip olmasına neden oldu.

3731876